Coğrafya kişiyi belli sınırlar içerisinde hapseden bir sözcük olarak karşımıza çıkıyor. Kişiler bulundukları hatta doğdukları coğrafyayla büyüyüp bu yönde evrilip çevriliyorlar. Kişilerin hayat bakış açıları ve hatta istekleri bile yaşanılan yerin getirileri ile alakalı olabiliyor.
Bugün coğrafya mimarlık üzerinde de büyük roller oynayarak kişilerin mimariye bakış açısında değişimlerin yaşanmasına neden olabiliyor. Bulunduğunuz yerde olmak ve bulunduğunuz yerde olan kişiler gibi olmak zorunda hissediyor olabilirsiniz. Kimi zaman da insanlar bulundukları yerlerden çok daha fazlası olmayı başarabiliyor.
Kişinin düşüncelerinde ve davranış biçimlerinde etkileri görünen coğrafya aslında kişiyi olmak istediği kişi olmaktan alıkoyabiliyor.
Öğrenilmiş bazı davranışlar davranma biçimlerini ortaya koyarken aslını arayan kişiler için öğrenilmiş davranışları sergilemek ve kabullenmek zorlayıcı olabiliyor. Kişilerin öz benliklerini bir kenara bıraktıkları coğrafya kimi zaman çatışmaların ortaya çıkmasında da büyük rol oynuyor.
Her Eserin Coğrafyası Farklıdır, Her Coğrafyanın Mimarisi de..
Coğrafyaya özgü mimari eserlerin ortaya çıkması elbette ki beklenen bir olgudur. Kişiler bulundukları bölgelere göre biçim alır ve o yönde düşünceler üretirler. Binalar ve yapılar da tıpkı kişiler gibi bulundukları coğrafyaya göre şekil alırlar. Aykırı yapılar meydana çıkması yapılanın anlamsız olduğunu göstermez elbette. Ancak aykırılıklar kabul görür mü, görmez mi sorgulamak gerekir.
Belli bir yerde yaşamakta olan insanların karakteristik özelliklerinin bile zamanla birbirlerine benzediğini biliyoruz. Buna etken olan durumların ve olguların masaya yatırılması gerekiyor.
Bugün sınırları zorlayan bir mimarinin varlığı herkes tarafından biliniyor. Gelişen teknoloji ile mimarlık alanında yapılan yeni çalışmaların ve ortaya çıkan yeniliğin diğer coğrafyalara gitmesi sağlanıyor. Bu sentezleme ile sınırlar ortadan kaldırılmaya çalışılırken kültürel yapıların korunması da hedefleniyor.
İnsanların düşünceleri ve davranışları mesleki konularda kişilere yön vermeye devam ediyor. Düşünme ve davranma biçimi olarak mimarlık ele alındığında ise kişilerin düşünceleri ile davranışları arasındaki bağlantılardan yola çıkılarak ortaya sentezlenen mimari eserlerin olduğu görülüyor. Kişiden kişiye değişen sanata bakış açısında coğrafyanın önemi bir kez daha vurgulanıyor. Bir coğrafyadaki kişilerin sanata bakış yönleri paralellik gösterirken ortaya çıkan mimari eserler ve mühendislik çalışmaları da aynı paralelliği sergiliyor.